Bizimkisi bir hayale yolculuk…

Sevgili tiyatrosever, 

Bu bizim sana hikayemizin başlama sürecini anlattığımız bir mektup. Eğer ki bu mektubu okuyorsan demek ki bir tiyatro seyircisi, oyuncusu, yazarı, yönetmeni, dramaturgu kısaca tiyatro aşığısın demektir. Peki sana soruyorum tiyatro senin hayatının neresine oturuyor? Tiyatro olmadan bir hayat düşünebilir miydin? İşte bizim hikayemiz de tiyatronun, yaşamın kuraklığı yeşertmesine ‘bir katkı da bizden’ demekle başladı. 

Ben Anadolu’nun en güneyinde, Hatay’da, doğup büyüyen birisiyim. Anadolu’nun birçok taşra kentinde olduğu gibi Hatay’da da tiyatro sahnelerinin pek olmamasının yanında tiyatro ekipleri de pek yoktu. Bir de yerel yönetimlerin de sanatı teşvik eden bir vizyonu olmayınca amiyane tabirle bizim buralara pek tiyatro gelmezdi.

Bizim için tiyatronun iki türlüsü vardı. 

Ya okullarda temsili gerçekleşen ve genelde sahnenin, sınıfın içerisinde sıraların en arkaya kadar çekilip önde açılan alana kurulduğu oyunlar ya da şehir merkezinde yer alan sahnelerde yılda bir kaç kez oyunların turneye geldiği, geldiğinde de biletlerin biraz pahalı olduğu ama ona rağmen bilet bulamadığın oyunlardı. Durum bu şekilde olunca insan bilmediği şeyin de pek yokluğunu hissetmezdi. Tıpkı hiç ejder meyvesi yememiş birinin canının ejder meyvesi çekmemesi gibi bir durum. 

 

İstanbul’a gelince işler değişti. Özel tiyatrolar, şehir tiyatroları, açık hava gösterimleri, büyük prodüksyonlar derken sanatın duvarlardan sokaklara taşışına şahit oldum. Ama burada da sınırlar çiziliydi. Yeni doğan bir ekibin, kalemin veya oyuncunun kendi sanatını icra edecek alan bulması çok zor görünüyordu. Bir tarafta alan bulmakta zorlanan ama izleyenleri büyüleyen oyunlar, bir tarafta ise hiçbir şekilde tiyatro ile buluşamayan insanlar… 

 

İşte Albireo fikri de tam olarak burada kendi hikayesini yazmaya başladı. Hikayenin yazarları ise; Yiğit, Mücahit ve Aylin oldu. 

 

Önce ismimizi tanıtmak isterim. Albireo, Kuğu takımyıldızında yer alan bir çift yıldızdır. Yani, Albireo yıldızı aslında iki yıldızdan oluşuyor ve bu iki yıldız birbirinin etrafında dönüyor, birbirlerinin yörüngesi oluyorlar. Tıpkı seyirciler ile tiyatroların birbirlerinin yörüngesi olup, birbirlerini tamamlayıp, bir arada göründükleri gibi. Bizler bu yörünge içerisinde tam turu tamamladığımızda sahnedeki oyuncular ile koltuklarında duramayan seyircilerin heyecan ve mutluluğunu tek bir noktada parladığına şahit olduk. Şimdi de bunu yaymanın ve şehir şehir bunu yaşamanın deneyimlerine hazırlanıyoruz. 

 

Her bir kalem, yeni bir tiyatro oyununu yazmaya başladığında hepimizin hayatının içinden bir hikaye sahnelenmeye hazırlanıyor. Gülüşlerimiz hüzünle sonlanırken bir yandan da tahmin edilmez sonlarda buluyoruz kendimizi, oturduğumuz koltuklarda. Şimdi bu hikayeleri, aslında hikayelerimizi, sınırlarını aşıp herkes için bir tutku haline getirmek ve seyirciyle oyunu buluşturmak, yani bir bütün olarak Yıldız Olan Tiyatro demek için yola çıkıyoruz. 

 

Bu hikayede bir gün seninle de belki sokakta belki sahnede, belki güneyde belki kuzeyde, belki oyuncu belki seyirci olarak karşılaşmak dileğiyle…

EKİBİMİZ

Aylin Açıkgöz
KURUCU ORTAK
Yiğit Candemir
KURUCU ORTAK
Mücahit filiz
KURUCU ORTAK
Visited 1 times, 1 visit(s) today
Close Search Window